Soğanı yıllardır yanlış pişiriyormuşuz! 3-4 kaşık atıp bekleyin, karamelize tat için birebir

TwitterLinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipiİster çorba yapın, ister et kavurun, ister makarnaya sos hazırlayın; soğan yemeğe harika bir tat katar. Ancak çoğumuzun yıllardır yaptığı bir hata var. Bilim insanlarına göre soğanı alıştığımız yöntemle kavurmak aslında onun gerçek lezzet potansiyelini ortaya çıkarmıyor. İşin sırrı bu püf noktasında saklı.

Hepimiz biliriz, tariflerde “soğanı pembeleşene kadar kavurun” ya da “altın rengi alana kadar pişirin” gibi söylemler vardır. Ancak tatlı ve karamelizesoğan tadını yakalamak bu kadar basit değil. İşte püf noktaları.

Soğanı kahverengileştiren ve leziz karamelimsi aromayı veren şey aslında “Maillard reaksiyonu” denilen bir kimyasal süreçtir. Bu reaksiyon yiyeceklerin pişerken kahverengileşmesini, o iştah açıcı koku ve tadın ortaya çıkmasını sağlar. Normal şartlarda bu sürecin gerçekleşmesi zaman alır. Ancak işin püf noktası, bu reaksiyonu hızlandıracak basit bir dokunuşta.

Uzmanlara göre üç adet orta boy soğan için sadece sekizde bir ila dörtte bir çay kaşığı karbonat yeterli oluyor. Normalde yarım saat süren kahverengileşme süreci, bu yöntemle yalnızca 10 dakikada gerçekleşebiliyor. Kopenhag Üniversitesi’nden gıda kimyacısı Prof. Marianne Lund, bu tekniğin Maillard reaksiyonunu tetiklediğini ve melanoidin adı verilen kahverengi pigmentlerin oluşumunu hızlandırdığını belirtiyor.

Fazla karbonat kullanıldığında soğanın pektin yapısı zayıflar, yani hücre duvarları dayanıklılığını kaybeder. Bu da soğanı fazla yumuşatarak lapa gibi bir hale getirir. Dolayısıyla işin sırrı ölçüyü bilmekte. Bir tutam karbonat mucizeler yaratırken, fazlası felakete dönüşebilir.

Peki ya soğan doğrarken gözlerinizin yanması? Bu da yıllardır herkesin şikâyet ettiği bir mesele. Soğan doğrandığında havaya yayılan sülfür bileşikleri gözyaşı bezlerini harekete geçirir ve yanma hissi verir. Ancak bilim insanları buna da çözüm buldu. Meğer sorun soğanın kendisinde değil, bıçağın keskinliğinde ve doğrama hızında gizliymiş.

Kör bıçaklarla hızlı kesim yapmak, soğanın suyunu etrafa daha fazla püskürtüyor. Oysa keskin bir bıçakla, yavaş ve kontrollü doğradığınızda bu etkiler minimuma iniyor. Kısacası, yıllardır yanlış bildiğimiz soğan pişirme ve doğrama tekniklerini değiştirmek elimizde. Bir tutam karbonatla yemeklerinize derin, karamelize bir tat katabilirsiniz.

Soğan, sadece lezzet katkısı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sağlığımız için de bir hazine. Antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengin olan soğan, bağışıklık sistemini destekler ve anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Özellikle kırmızı soğan, kuersetin adı verilen güçlü bir antioksidan içerir. Bu bileşen, kalp sağlığını destekler ve iltihaplanmayı azaltabilir.
Haber Kaynak : MILLIYET.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”